Beni tanısaydın eğer; tüm öfkemin bir incelikle dağılacağını bilirdin,
Çabuk parladığımı, çabuk söndüğümü,
Ortalığı yakıp yıktığım ateşimin hep köz olarak kaldığını, ama ne yangına yol açtığını, ne de küllendiğini bilirdin.
Beni tanısaydın eğer; paramparça olup tekrar tekrar birleştirdiğim yüreğime bir kere girince bir daha asla çıkış olmadığını da bilirdin.
Sessiz sedasız bir köşede dursan da hep orda olacağını…
Beni tanısaydın eğer; yaptığım o kadar gürültünün yüzlerce mislinin içimde patladığını, ama en çok da sakinlik istediğimi, huzur istediğimi bilirdin.
Beni tanısaydın eğer; hayvanlardan öğrendiğim karşılıksız, koşulsuz sevgiyi nasıl gösterdiğimi de bilirdin.
Asla seni seviyorum demezdim belki ama; sevildiğini hep hissederdin.
Beni tanısaydın eğer; içimde bunca badireden sağ çıkan bir yaşlı olduğunu, ama o yaşlının tamamen çocuk ruhunda kalmak istediğini bilirdin.
Beni tanısaydın eğer; insanların ruhu nasıl öpüşür, nasıl sarılır onu öğretirdim sana.
Beni tanısaydın eğer…tanımak isteseydin….