Bozcaada ♥

“Ah bu gönlüm hiç kimseyi böylesine sevmedi, hiç kimseye böylesine yenilmedi, ne yapsam ne söylesem de değişmedi; al dedim, vur demedim ki!” Bilgisayarı açtım, madem artık normal hissetmeliyiz, yazla birlikte normalleşmeye çalışıyoruz, size şöyle güzel bir yerden bahsedeyim dedim, karşıma Nev’in bu güzel şarkısı çıktı…ve biliyorsunuz ben hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorum. Bozcaada aşkımı en güzel anlatan şarkılardan biri olduğu kesin.

Bozcaada aşkımın başlangıcı 2005 yılı, henüz bekarım, amcamlar dedi ki Bozcaada’da bağ evi tuttuk, yer var, sen de gel. Gittik, feribot keyfi sonrası sessizlik, doğa, huzur…Akşamları yemek yiyecek pek yer yoktu o zaman, çarşının ortasında ev yemekleri yapan bir yer vardı. O haliyle bile güzeldi. Bazı yerlere en doğal hali ile aşık olduğunuzda bir daha asla o yerden vazgeçemez oluyorsunuz. Sonra yıllar sonra tekrar kavuştuk Bozcaada ile, açıkçası ikinci gidişimde bir miktar hayal kırıklığı yaşadım; ama bu olgunlaşmış Bozcaada’yı daha da çok sevdim sonra. Ardından geçen yaz üç kez gittim Bozcaada’ya… Artık gönül bağımız kuvvetli. Gitmesem de kalbim hep orda…♥

Ne var Şebo bu Bozcaada’da derseniz, sırayla denizi, şarabı, yemekleri, kahvesi, kahvaltısı, günbatımı, Polente…. Derim de derim, çok şey sayabilirim.

Peki nerden başlayalım? Bozcaada’ya gidişten başlayalım. Malum ada, yazın nüfus oldukça kalabalık, arabasız geçmek daha kolay ama orda arabasız takılmak biraz zor. Her ne kadar dolmuş var deseler de dolmuşlar özellikle haftasonları ya da tatil günlerinde aşırı kalabalık oluyor, dolmuş sıraları oluşuyor. Feribot da sürekli dolu oluyor, Bozcaada aşkım için çok uzun süre feribot kuyruğu beklediğim günleri bilirim. En iyisi sabah ilk feribot saatinde orda olacak şekilde kendini ayarlamak ve mutlaka ama mutlaka önceden rezervasyon yaptırmak. Rezervasyon hem gidiş, hem dönüş için gerekli. Huzurlu bir tatile giderken stres olmamak için şiddetle tavsiye edilir 🙂

Eee ? Sabah erkenden gittik, henüz otele yerleşmedik, karnımız acıktı nerde yiyelim dediğinizi duyar gibiyim. Birkaç önerim var ama iki tane öne çıkan isim var kahvaltı konusunda, Madam Niça, ortamı için gitmenizi tavsiye ederim ve Dörthanımeli, onu da lezzeti ve misafirperverlikleri için 🙂 Bu yazım sanırım ben susayım da fotoğraflar konuşsun şeklinde olacak daha çok 🙂 Madam Niça bakınız şöyle bir yer:

Madam Niça / Bozcaada

Bir evin avlusunda böyle samimi bir ortam. Kahvaltısı da oldukça bereketli, sürprizli…

Dörthanımeli ise lezzette bir numara, Resmiye teyzenin menemeninden yemeden, Kurtuluş Bey’in misafirperverliğini görmeden adadan çıkmayınız…

Ha bu arada Dörthanımeli’nde de günün sürprizi oluyor kahvaltıda, fiyatları da daha makul. İkisi de çarşı içinde, Bozcaada sokaklarının havasını güzelce soluyabileceğiniz yerde. Kahvaltı için diğer mekanlar da var, Çiçek Pastanesi eskiden beri meşhur mesela. Ada kahvaltısının en meşhur şeyi ev yapımı reçelleri, benim gibi hayat boyu diyetteyseniz yiyemezsiniz tabi 🙂

Kahvaltı üzerine bir kahve içmeyelim mi? İçelim tabi, peki nerede? En meşhur yer Çınaraltı kahvesi, orada da içebilirsiniz; ama bence oranın en güzel şeyi damla sakızlı muhallebisi. Çınaraltı’nda yer bulamazsanız hemen feribot iskelesinden iner inmez sağda kafeler var, orada da içebilirsiniz, püfür püfür eser orası hep, yorgunluk atmak için birebir. Adadaki kahve sunumu neresi olursa olsun muhteşem, bakınız:

Kahve faslı da bitti, öğlen oldu, otele geçelim… Adada kalınacak oteller hep butik otel veya pansiyon tarzında. Benim adaya ilk gidişimdeki gibi bağ evi de kiralayabilirsiniz, evinde oda kiralayan da çok… En ekonomik olanı evlerden oda kiralamak oluyor aslında. Otellerin hemen hemen hepsi oda kahvaltı şeklinde çalışıyor. Ada merkezindeki hiçbir otelin denize kıyısı ya da plajı yok, plajlar 7-8 km uzaklıkta. Otel olarak temizliğine güvendiğim ve önereceğim yerler AdaEvi Mu, Mitos Butik Otel. Adanın arka tarafındaki bağ evleri de şu pandemi sürecinde tercih edilebilir tabi.

Bavulları bıraktık, dökündük, soyunduk, haydi denize! Bozcaada denizi benim gibi soğuk deniz sevenler için biçilmiş kaftan. Adada sezonun çoğunda güney tarafı esmez, deniz süt liman olur, sıcaktan pişmişken atlayınca bir cos! larsınız, en sevdiğim ♥ Tesisli plaj pek olmadığından Ayazma en çok tercih edileni, en büyük tesis, arkada kafe ve restoran olan yer Ayazma, günlük şemsiye ve şezlong kiralanabiliyor. Ayazma’ya inen yolun güzelliği, duş imkanının olması, Vahit’in Yeri’nin öğle yemeği için güzel bir alternatif olması Ayazma Plajı’nı tercih edilir kılıyor. Alın şu foto ile plaja inelim 🙂 :

Bir diğer tesisli plaj ise Habbele, ben aslında Habbele’yi daha çok seviyorum ama mutlaka önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor ve giriş ücreti Ayazma’daki şezlong/ şemsiye fiyatından daha çok. Bir günü daha huzurlu, daha sakin bir ortamda geçirelim; ama tesis de olsun derseniz işte orası Habbele…Sanki bu dünyadan değilmiş, yanlışlıkla oraya düşüvermiş gibi bir his yaratır bende, kaostan kaçılan bir boşluk alanı gibi:

Habbele Plajı

Biz plaj falan aramayız, deniz güzel olsun diyorsanız, Sulubahçe hemen Ayazma’nın yanı, Habbele’ye gitmeden. Adalılar en çok Akvaryum Koyu’na gidiyorlar bu arada. Ha yok bizim arabamız yok, gidemeyiz, dolmuşla da uğraşamayız diyorsanız hemen feribot iskelesi’nin yanındaki kafelerin de şezlongları var, şezlong ücreti yok, bütün gün orda yiyip içip takılabilirsiniz; ama dediğim gibi orası gün boyu esiyor, biraz üşüyebilirsiniz soğuk deniz sonrası 🙂 Ama orda da duş imkanı var, üstelik direkt denize girildiği için pek tercih edilmediğinden denizin altı muhteşem! Deniz gözlüklerinizi takın ve denizaltı manzaranın tadını çıkara çıkara yüzün. Adada ters rüzgar pek olmaz, bu plajlarda dalga da pek olmaz ama diyelim ki oldu, yanınıza içeceğinizi, yiyeceğinizi alıp Çayır plajında yalnızlığınızın tadını sürebilirsiniz.

Deniz faslı bitti, odalara dönülür duş alınır. Akşam için seçenekler ne Şebo? Hemen Polente Feneri’ne gün batımı izlemeye gidecekseniz, alın meşhur ada fırınından ekmeğinizi, marketten peynirinizi, ada şarabınızı (nereden isterseniz), haydi günü batırmaya pikniğe! Piknik için bir diğer alternatif Tayyare Pizza’ya önden pizza sipariş edip yol üstünde (hemen benzincinin arkasında) uğrayıp almak. Gün batımı da çok kalabalık oluyor, önceden gidip yer kapmanın faydası var. Gün henüz batmadan fenere doğru bir yürüyüş yapın, geri dönün, ve manzaraya karşı günü batırırken umutlarınızı ekin…Bu manzara karşısında sadece susulur:

İlk günden ne gün batımı, oturalım şöyle hem manzaranın, hem mezelerin keyfini çıkartalım, rakı-balık keyfi yapalım mı diyorsunuz? İşte o zaman Doruk Şef’in mezeleri ile mest olacağınız, hem de Ada’da manzarası da olan sayılı mekanlardan birini önereceğim, Vasilaki, feribottan indiğinizi düşünün sola döndünüz, hemen oracıkta:

Vasilaki Restoran’dan manzara

Ha yok, biz balık istemeyiz, meze istemeyiz, şöyle ev yemeği, mantı tarzı şeyler yiyelim, mesela kabak çiçeği dolması, sarma vs diyorsanız, hadi gidin de meşhur ada mantısını yine Dörthanımeli’nde yiyin 🙂 E yemek kısa sürdü, peki ya şarap keyfi? derseniz de Tenedos Şarap Evi’ne gidin, bohem bir keyif yapın sokağa serilen şilteler koltuğunuz, sandalye masanız, şarap yanına ekmek:

Akşam bitti mi? Bozcaada’da iseniz gece 00.00 olunca hayat bitiyor. Daha önce Salhane tarafında club tarzı bir yer varmış, ama şimdi orası da bar modunda çalışıyor, adada cinayet işlenince kapatmışlar maalesef o bölgedeki bazı mekanlar. Adanın hemen girişindeki Polente Bar gece yarısına kadar DJ ile müzik yapar, sokakta dans eder takılırsınız, yemek sonrası eğlenmek ve dans etmek için şu an en keyifli yer orası. Yok biz dans falan istemeyiz derseniz Salhane tarafına yürüyüp, ,Salhane’de bir şeyler içebilir, yürürken de şu manzaranın tadını çıkartabilirsiniz:

Gündüz denize girmiyorsanız ve biraz da kültürel aktivite olsun, napalım diyorsanız ada kalesini ve müzesini gezebilirsiniz. Adada her yer sanat dolu, küçük küçük atölyeler, sokaklar, duvar resimleri harika! Ada sokaklarında mutlaka tur atın, Rum mahallesi tarafında ilginç manzaralarla karşılırsınız 🙂

Peki Bozcaada’dan ne getirelim sevdiklere, tanıdıklara? Velidede’den damla sakızlı kurabiye, Çamlıbağ, Corvus, Talay, Vasilaki gibi ada şarapları…Daha ne olsun, adadan çıkarken kalbiniz kalabilir dikkat! Benimki kaldı ♥

Leave a Reply