Yazmaya başlarken önce başlığı atıp, sonra içimden bu konu hakkında ne gelirse yazıyorum. Tüm eğitim hayatım boşa geçmiş demek ki, önce yazı yazılır 😁
Şu an Ankara’dayım. Kardeşimin, eşinin (the gelin), arkadaşlarımın yanında. Dün kanser hastası genç, güzel bir kız öldü. Kanser geçirmiş biri olarak bu tip haberlerden daha çok etkileniyorsunuz, acaba benimki de geri gelir mi? Yoksa gelmemek üzere mi gitti ? Diye sormaktan kendinizi alıkoyamıyorsunuz…Akşam haberi gördüm, sosyal medya o güzel yüzlü kızla dolmaya başladı, telefonu bıraktım…zaten sabah erken kalkacaktım, gittim yattım. Kanser hastası iseniz bazı gerçeklerden uzak durmanız gerektiğini öğreniyorsunuz.
Sabah gün doğmadan yola çıktım, Bolu’ya gelince soğuktan dondum. Soğuktan donarken yaşadığımı hissettim. İliklerime, hücrelerime kadar…Sonrası Ankara’ya varış, kahvaltı ritüeli, kahve içmece, sohbet…sonra gelinle hamama gittik, üzerimizdeki kirlerden kurtulduk, hafifledik. Hamamda sanki insan ruhunu da yıkıyor, bi nevi negatif enerjiyi de atıyorsunuz kirlerle birlikte…Sonra arkadaşların yeni açtığı kruvasancıya (kruvasante) gittik, orda da kahve faslı. Eve geldik, sohbet muhabbette yemek…köpeklerle oynamaca…
Dünkü ölüm haberinin sarsıcılığının üstüne başlıktaki soruyu sorarken buldum kendimi. Bugünüm nasıl geçti? Bazen bütün gün evde oturduk diye sıkılıyoruz ya, normal bir nefes almayı bile özlüyor insan hani…Yaşadığımız her anın kıymetini bilmeyi diliyorum, kendim için de…Günümün nasıl geçtiğinin fotoğrafı yukarda efem.
Seviyorum sizi ❣
[…] NOT: Yazıyı yazdıktan hemen sonra fark ettim ki aslında evde olmanın kıymetini de biliyormuşum. Bkz: https://sebonunsesi.com/bugunum-nasil-gecti/ […]