Farkettim ki Yine Susuyorum…

Yazdım içime bağırdıklarımı dedikten bir sene sonra bugün, farkettim ki yine susuyorum. Neden? Kavgadan yorulduğumdan… Ya benim içimdeki kavga? Onu ne yapacağız? Sustuğum yetmezmiş gibi bir de yazmadığımı fark ettim. Sonra dedim ki kendi kendime; Shebo! Vakit yazma vaktidir. Dökül kızım!

Nerden başlayacağımı bilmediğim için yazamadım belki de…Korona ile sözcükler de karantinada sanki. Herkes bunalmış, herkes depresyonda diyerek içime kapandım.

Zordur hastalık atlatmak, bilirim…tek başına ölümcül bir hastalık atlattıktan sonra, ölümden korkmak nasıl bir şeydir anlatamam; ama yaşadım. O yüzden insanların anksiyeteden saçmalamalarını maruz görmeye çalıştım hep. Ama artık geçmiş olmalı anksiyeteniz değil mi?

Bunu bana yapma, rahatsız oluyorum dediğim halde yapanlar mı dersin? Destek beklerken köstek gördüklerin mi? Ya da arayıp sormalarını beklediklerinden hiç haber bile alamamayı mı? Hiç haber beklemediklerinden haber almak da var arada, işte o kısmı en güzel kısmı…ama ! Aması var işte, içimize ukde düşürenler hep hayal kırıklığı yaşatanlar, hep bir şey zannettiklerimiz…

Önce koca bir yalan olduğunu öğrenirsin, peşi sıra bitmek bilmeyen çirkin gerçekler sıralanır. Bu kadar gerçek de fazla artık der mi insan ? Dedim. Benim gibi gerçeklere düşkün, doğruya meraklı, az olsun, öz olsun, benim olsuncu bir insanı bile gerçekten uzaklaştıracak kadar çirkin gerçekler. Sadece korona mı? Hayır. Öncesi, sonrası ve arada yaşananlar…

Hep aynı duadayım hala, Allah iyi insanlarla karşılaştırsın. Kenan Doğulu şarkısı gibi oldu bu yazı; “isyan bu, haykırış!”

Leave a Reply