Ben kanser geçirdim geçireli her türlü haber kaynağından uzak durmaya çalışıyorum çünkü genelde pek hayırlı bir haber olmuyor; ancak ne kadar kaçarsanız kaçın çevre ve sosyal medya faktörü ile yine maruz kalıyorsunuz.
Ben bir beyaz yakalıyım, ne anlarım Corona virüsten? Ama beyaz yakalılar arasında o kadar çok konuşulur oldu ki ben de iki kelam edeyim istedim.
Hmm o zaman bir beyaz yakalanın gözünden Corona virüs neymiş bakalım 🙂
Aslında virüsü Aralık başında keşfetmiş bir Çinli doktor adamcağız, yeni salgın uyarısı da yapmış ama bildiğiniz susturulmuş. Ocak ortasına gelince Corona virüsün göründüğü kadar masum olmadığı anlaşılmış. Hakkında bir sürü rivayet var; yok efendim Çinliler yarasa çorbası yiyormuş da yılan yiyormuş da, canlı hayvan pazarında ortaya çıkmış da…mış da mış… İşin aslı; bu virüs hayvanlarda da görünüyor, insanlarda görünüyor. Hatta geçmişte de SARS ve MERS salgınlarına sebep olmuş. Grip gibi seyrediyor, işte kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, baş ağrısı, yüksek ateş, solunum yetmezliğine sebep oluyor. Hayvandan insana, insandan insana bulaşıyor.
Peki corona virüs en çok nasıl bulaşıyor? En çok damlacık yoluyla bulaştığı biliniyor, yani öksürük, tıksırık, hapşırık, gülme vb eylemler ile yakından haşır neşir olunursa bulaşma ihtimali çok fazla. Ayrıca daha dün ishal yoluyla tuvaletlerden de bulaşabileceğini okudum bir yerlerde.
Peki ne yapmalı? Bunu soranlara diyorum ki kuş gribi ve domuz gribi salgınında ne yaptıysak aynısını yapmalıyız. (Bu arada domuz gribi olmayanınız var mı?) Yani toplu taşımada, kalabalık ortamlarda mümkünse maske takmalı, etrafa fazlaca dokunmamalı, öksüren tıksıran insanlardan uzak durmalı, eve ya da işyerine gider gitmez ilk işimiz elleri yıkamak olmalı, böyle düşününce çok zor değil, hijyene dikkat edeceğiz yani.
Korkmalı mıyız? Bence aşırı derecede korkmamalıyız, ama önlem almaktan da geri durmamalıyız.
Risk grubu kimler? Yaşlılar, bağışıklık sistemi düşük olanlar (kanser ve aids hastaları gibi), demek ki bağışıklığımızı kuvvetlendirmeye de çalışmalıyız.
Türkiye’de amcamın da bizzat çalıştığı Klimik Derneği’nin bültenleri en akademik değerlendirmelerden, meraklısı açıp onları okuyabilir.
Ben bir ekonomist olarak gün gün haberlerde çıkan corona virüs enfekte sayısını ve ölüm sayısını, ölüm oranını ve günlük enfekte artışlarını karşılaştırdım. Sonuç aşağıdaki gibi:

Kaynak: WHO web site
Görsel olarak da şöyle:

Yani aslında enfekte kişi sayısı başlarda çok artmış, ancak alınan önlemler ile bu oran oldukça düşürülmüş, ölüm oranı ise hep sabit %2-%2,4 arasında gidip geliyor. SARS zamanında bu oranın %15’lerde görüldüğünü okudum. Yani evet, gelen görüntüler korkunç, ama rakamlara bakılınca çok şükür ölüm oranı hemen hemen domuz gribi salgını zamanındaki gibi.
Bu yazı vesilesi ile Çin başta olmak üzere tüm dünyaya geçmiş olsun diyelim, geçiyor, geçecek.
Sevgiyle kalın.
Great content! Super high-quality! Keep it up! 🙂
Thank you ☺️
[…] Corona günlerinde evde vakit geçirmek zorunda kaldığımız için güzel dizi önerilerinizi bekliyorum […]
[…] Türkiye’de koronadan iyileşenlerin sayısı hasta sayısından çok, yavaş yavaş “normalleşmek” […]