Hybrid / Hibrit

Kendini araba gibi hissetmeyen kaldı mı? Kiminle konuşsam ağzında bir hybrid sözcüğü. Arkadaşım Türkçe karşılığı var bu kelimenin, illa bir özentilik yapacağız.

Peki neymiş bu hybrid? Ben yazayım da bilmeyen de öğrensin. Hybrid aslında karma demek, yani iş düzeni için dönüşümlü de diyebiliriz. Evet, anladınız siz onu. Pandemi bitimine doğru (artık böyle umuyoruz), çoğu işyeri bu düzene geçti. Yarı evden, yarı ofiste çalışmaya hybrid düzen deniyor.

Aman Shebo ! İş mi yazıyorsun yaza yaza demeyin, çünkü yeni düzen, dolayısı ile yeni günlük yaşam bu oldu. Aslında pandemi başında home office çalışmak hakkında yazmak istedim; ama yanlış anlaşılma korkusu ile yazmayıp kendi kendimin içini şişirip tekrar kanser oldum işte. En iyisi yaz sen anacım dedim kendi kendime…

Bence home office, yani evden çalışma düzeni, yani uzaktan çalışma olayı başlarda çok çok ama çok yanlış anlaşıldı! Nasıl mı? Mesela evdesin ve bağlanabiliyorsun ne de olsa diye insanlarda çalışma saati mevhumu gelişmedi. Gecenin bir yarısı, ya da akşam 6’dan sonra (bu hala devam ediyor), ya da bir pazar günü (bu da maalesef hala devam ediyor), öğle paydosunda, tuvalette iken (bu hep var), taşınma izninde, yani her dakika iş hakkında arayabileceklerini düşünmelerine yol açan bir sistem gelişti. Biz kendi içimizde öğle paydosu konusunu ve molaları bence çok güzel oturttuk; ancak hiç mola vermeden çalışmaya devam eden arkadaşlarım hala var. Her ne kadar konu hakkında uzaktan çalışma prosedürleri de yayınlansa, molalarınız iş kanunundaki gibi dense de bu böyle…Neden böyle? Çünkü arada insan faktörü var, işkolikler var, var da var. Ha ben de ara sıra akşam çalışıyorum, pandemi başında her cumartesi çalıştım, ama kimseye salça olmadım. Sözün kısası, bence özel yaşam- iş yaşamı dengesi şaştı.

Çoğumuz tatilden bilgisayar açıp bağlanmak zorunda kaldık, kalmadık mı? İşte, tatilden işe on dakika bile bağlansan o tatil bölünüyor, bölünmüyor mu?

Şimdi ise yazının başında dediğim gibi hybrid yani hibrit, yani karma düzen. Bazı bankalar seçenek sunmuş, %25 tamamen uzaktan çalışıyor, ayda bir ofise gelip ofisi hatırlıyor. Bazısı dönüşümlü geliyor, bazısı ise %100 ofise gidiyor. Ofise sürekli giden tayfa genellikle yönetici kesim oluyor tabi ki, işte imza yetkileri, toplantılar vs. için. Peki bu yeni düzende denge nasıl sağlanacak? Evden çalışmanın dezavantajı olduğu gibi avantajları da çok, bir kere riske maruz kalmıyorsun, ayrıca rahat rahat pijamalarınla bile çalışıyorsun, giderin de daha az oluyor. Ofise gidenler ise hem hastalık riskine, hem de İstanbul’da trafiğe maruz kalıyor. Ayrıca ofiste normalden çok çok az insan olduğu için ofise giden insan çok fazla yoruluyor. Bizim ofisimiz bu dengeyi ofise gidenlerin mesaisini 10.00’da başlatıp 17.00’da bitirerek buldu. Gerçi benim mesaim genelde 17.00’da bitmiyor. Diğer taraftan evden çalışanlar 09.00-18.00 arası çalışıyor, ancak tuvalete bile kalkılamayabiliyor. Evden çalışanlar öğle paydosu yaparken, ofiste çalışanlar şirkete gelen yemeği yiyor ve sadece 15 dakikalık bir mola sonrası çalışmaya devam ediyor.

Burada yargı yok, tamamen durum bildirimi var. Belli ki yeni düzenimiz hybrid, ama nasıl hybrid? Arabalardaki gibi az yakıp çok mu verim sağlayacağız? Araba değiliz ki biz? Bir de neden hybrid dediniz ey yetkililer? 🙂

Yaşayalım görelim, görüşebilelim anacım!

PS: Benim fikrimi soracak olursanız, denge sağlanabilirse dönüşümlü çalışma harika bir düzen! 🙂 ♥

Leave a Reply