Kısırlaştırmalı mı, kısırlaştırmamalı mı?

Bu konuyu benim kadar düşünen var mıdır bilmiyorum. Ben şahsen hiçbir canlının kendi isteği dışında kısırlaştırılmaması gerektiğini düşünürken Badem yazın bir gün tasmasının açık olduğu bir anda kendinden daha iri bir köpeğe erkeklik taslayıncaya ve kendini öldürtmeye ramak kalana kadar bu böyleydi. Kısırlaştırma ile bu konunun ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim. Ben de çok sorguladım. Bu konuda çeşitli fikirler var, gıcık olduğu köpeğe agresyon yapmaya devam edeceği ve bu huyun değişmeyeği yönündeki fikirler ile kısırlaşma sonrası hormonlar azalacağı için agresyonun da azalacağı yönündeki görüşler var.

Peki ben nasıl mı karar verdim? Önüme gelen veterinere, köpek eğitmenine, en çok da köpek sahiplerine sordum. Kısırlaştırdıktan sonra, özellikle de erkek köpekler için kavga ve yaralanma olaylarının azaldığını söylediler. Bir de işin sağlık kısmı vardı tabi, goldenretriever cinsi kansere çok yatkın olduğu için bu şekilde önüne bazı kanserlerin de geçebiliyormuşsunuz.

Sonuç olarak 6 Kasım’a Badem’in ameliyatı için randevu aldık. Tıpkı insanlardaki gibi onlarda da anestezi için açlık vs. gerekiyordu. Biz Badem’in ameliyatı için geri sayarken benim sağlık sorunlarım baş gösterdi ve Badem’den önce ben kısırlaştırma ameliyatı olmuş oldum. Benim ameliyatım Badem’in ameliyatı konusunda bana daha da cesaret verdi.

Ben iyileştikten sonra tekrar Badem’in veterinerinden randevu aldık. Bu arada Badem’in ve tüm kedi kuzenlerinin veterineri Acc Vet, Animal Care Center, Timuçin Bey’e özel ilgisinden ötürü buradan da bir kez daha teşekkür etmek isterim. Timuçin Bey, Dilruba Hanım ve Yakup Bey, üçü de çok cana yakınlar ve bu işi gerçekten hayvanları çok sevdikleri için yapıyorlar. Kısacası; ameliyat öncesi en önemli şey, doktoruna güvenmektir; kendimden biliyorum 🙂

Ocak sonuna doğru Badem ameliyat oldu, şu an yaraları da tamamen kapanmış durumda ve sağlığı çok iyi (çok şükür). Aslına bakarsanız ameliyatın kendisinden çok ben anesteziden korkuyordum. Ameliyat günü için evden çalıştığım bir günü seçtim. Sabah mahalleden köpek anası bir arkadaşım bizi götürdü, Badem’i Timuçin Bey’e emanet ettik, aç götürdük, su zaten içmediği için su kabını kaldırmama gerek bile kalmadı. İlk olarak kan testleri yapıldı, anestezi almasına engel bir durum olmadığı anlaşılınca ameliyata alıyoruz diye haber verdiler; ben de içimden duaya başladım 🙂 Çünkü annelik, hayvan, insan tanımaz, bir canlıya annelik etmek böyle bir şey… Yaklaşık 1 saat sonra operasyonun başarıyla tamamlandığı ve Badem’in uyanmaya çalıştığı bilgisini verdiler.

Evden çalışmanın avantajı olarak izin almadan Badem’in ameliyat sürecini atlatmış olduk; öğlen oğlumu ziyarete gittim ama benim oraya gittiğimi hatırladığını sanmıyorum. Ağrı kesici, antibiyotik bombası bir serum veriliyordu. İlk gün için bol bol damardan ağrı kesici verdiler. Akşam mesai bitiminde Badem’i almaya gittiğimde beni görünce çok ağladı 🙁 Ama ağlaması ponponlar gittiği için değil (evet Badem’in adı nam-ı diğer kara ponpondu :), artık sadece karapon); benim onu terk ettiğimi sanması idi 🙁 Sakinleştirene ve onu terk etmediğimi ikna edene kadar baya yaygara kopardı. Sonra eve geldik, akşam 8 gibi yemek yedirmeye çalıştım, narkoz sonrası kusma ihtimaline karşılık yarım konserve mama yedirdim; ama canımın içinin midesi bulanıyordu, yemekten biraz kaçtı, ağzına zorla bir iki kaşık mama koyunca yedi. Sonrasında iki saat bekledik, kusmayınca kalan mamayı da yedirip gezmeye çıkardım. İlk gün kaka yapmadı, bütün gün aç durduğu için normal deyip gece uykusuna yattık.

Gece boyu acıdan inledi garibim, en nihayetinde ameliyat oldu! Ben de çok yakın zamanda ameliyat olduğum için fazlası ile empati yapıp hüzünlendim, ana yüreğim parçalandı. Gece yatağını kendi odama koydum ki post op. bir şey olursa takip edebileyim (evet artık sağlıkla uğraşmaktan doktor terimleri kullanıyorum 🙂 ). Çok şükür sorunsuz bir ilk gece geçirdik.

Bu arada, on gün boyunca dikişlerini yalamasın diye elizabeth denen yakalığı kullandık. Ben bir tek gözümün önündeyken ve dışarda gezerken çıkarttım. Ayrıca 5 gün boyunca mide koruyucu, ağrı kesici ve 7 gün boyunca da ağrı kesici kullandı. Yani, bir insan ameliyat olduğunda neler yapılıyorsa, bir köpek ameliyat olduğunda da süreç aynı. Onlar da can, onların da ağrısı oluyor, onlar da iltihap kapabiliyor. Badem antibiyotiğin 4. gecesi falan felaket kustu. Onun üstüne sabah veterinerine danıştık, kendisi sağolsun gece gündüz demeden arayıp durumunu sordu. ekstra önlemlerle ilaç sürecini başarıyla tamamladık ve onuncu gün dikişleri alındı. Bir miktar yarası kaldığı için pansumanla sürecimizi tamamladık.

Peki kısırlaştırma sonucu huyunda bir değişim var mı derseniz; Badem yürürken çok çekiştirirdi, artık o kadar çekiştirmiyor. Gördüğü tüm erkek köpeklere saldırmaya çalışmıyor, ama eski düşmanlar hala düşman 🙂 Daha oyuncu bir tip oldu ve kankalarından havlamayı ve sokaktan yemek yemeyi öğrendi ( bunlar güzel değil tabi 🙂 ).

Sonuç olarak, keşke bunca sene beklemeseymişim dedim; eğer çiftleştirmiyorsanız kısırlaştırmak en mantıklısı bence.

Sevgiyle ve sağlıkla kalın ♥

Leave a Reply