Ütopik mi desem, distopik mi, yoksa bilim kurgu mu? En iyisi metafizik demek, rüyalar bir nevi öyle çünkü…psikolojik boyutuna girmeden, iyi senaryo olur bundan diyerek bu haftaki rüyamı yazmak istiyorum. Yorumlamak isteyen buyursun yoruma !

Rüyamda, bir lord ile evliyim; ama adamı mümkün değil göremiyorum çünkü aşırı yoğun. Arada geliyor, sarılıyor gidiyor. Sarayda yaşıyorum ama; yüreğim zindanda. Adamı çok seviyorum orası ayrı…adamın bir de babaannesi var, onu da çok seviyorum. Neresi metafizik demeyin hemen, durun, anlatıyorum.

Bir cep telefonum var rüyada; ama android ve kesinlikle kullanamıyorum. Bir şekilde bozuk ve ben android kullanmayı beceremiyorum. Her neyse; bir doğal afet oluyor, sokaklara dökülüyoruz, geri geliyor, sarayda yemek var; benim adam yine bir merhaba deyip gidiyor, ben hep özel asistanım ile takılıyorum. Arada gösteri merkezine, arada kongre salonuna gidiyoruz ama ben bir şekilde farkediyorum ki bazı olayları hatırlamıyorum.

Daha sonra aradaki zamanlarda ne yaptığımı hatırlıyorum. Meğer ben aynı anda iki farklı yaşam sürebiliyormuşum. Yani klonum yok; ama aynı anda iki yerde olabiliyorum ve hangisine odaklanırsam onu hatırlıyorum. Diğer hayatımda ise orta gelirli bir ailenin kızıyım ve orda da bir kocam ve de çocuğum var. İşin garip tarafı her iki hayatımda da mutluyum ve ikisinden de vazgeçmek istemiyorum.

Rüyamın sonuna doğru aradan yıllar geçiyor; saçlarım kısacık ve civciv sarısı ve iki hayatım birleşik, lord olan kocam kral olmuş, parlemento binasında bir davete iki ailemle birden katılıyorum ve ikisine birden odaklandığım için ikisini de hatırlıyorum. Aynı android telefonu kullanabiliyorum. O arada bir kaos oluyor, erkek kardeşim ortadan kayboluyor sanıyoruz; meğer kaybolmuyormuş…o da benim gibiymiş ve durum genetikmiş. Yani uyandığımda dedim ki yazmaya uğraşsam böyle senaryo yazamam. Hayır ne üstüm açıktı; ne de içmiştim, bir nevi seyahat gibiydi.

Buyrun yorumlara ✏️

Leave a Reply